9 Nisan 2014 Çarşamba

Annelerin El Emekleri

Ahh ahh o anneler yok mu o anneler...
Tek tek konuştursan hepsi önce genç kızken kendine sonra kızı olunca kızına yumak yumak dantel örerler hemde hiç üşenmeden... yahu ben yoruluyorum bazen onların ördüklerini görünce. Ne çok  emek var o dantellerde öyle. Hem bazılarının desenleri ne kadar güzel insan bakmaya kıyamıyor.
Hadi salon takımlarını, oda takımlarını, mutfak takımlarını anlıyoruz da arkadaş taa nevresime hatta pike takımına varıncaya kadar üşenmeden tek tek ilmek ilmek nasıl örüyorlar.
Boşuna denmiyor "annem hakkın ödenmez" diye. sadece ördüklerine ömür yetmez.. Şimdi kızlar pek dantele düşkün olmasa bile sırf o hakka riayet için geri çevirmemeli diye düşünüyorum dantel dantel örgüleri, emekleri...
bendeniz de bu gün örgü bir seccade takımını paylaşacağım..
Dantel örmek gibi boyaması da azıcık meşakkatli. Yüzey çok pürüzlü olduğu için fırçaları mahveder, dikkat edilmezse desen dışarı kaçar vs vs .. Ama şimdi pek çok hanım renkli iplerle uğraşmaktansa beyaz örüp istediği renkler üzerine boyatmayı tercih ediyor. Bende seve seve boyuyorum efendim.



yok yok yanlış anlamayın bu şahıs siparişi değildi. malum çeyiz eşyası satan pek çok yer var bende askıya alınınca resmini çekiverdim. Ancak şu ayrıntıyı tekrar söylemek istiyorum dantel kumaşa geçirilmeden önce boyanır. yani henüz dantel tek başınayken yıkanır ütülenir boyanır sonra kumaşa geçirilir kapitonesi yapılır. Bu işin temiz olması için gerekli bir yoldur. Kumaşa geçirdikten sonrada boyanabilir ama çoook zor olur. Kumaşa zarar vermeyen bir yöntem var daha sonra hususi olarak bir postta da onu paylaşalım.. Siparişlerinizi bekliyorum efendim :)

7 Nisan 2014 Pazartesi

Geldi Düğün Mevsimi

Şen ola düğün şen ola!
Yaz geldimi ya düğün yapılır ya düğüne gidilir.. dimi ama :D
herkesin kendine göre heyacanı koşuşturmacası var. İşin ilginç yanı karma yaşam adetleri de değiştirdi. Şimdi bizde adet bu yada şu demek yerine internetten bakıyoruz; düğünde ne yapılır, kınada ne dağıtılır, söz hediyeleri, nişan aksesuarları gibi... hatta eskiden elde tutulan, kutuyla sunulan yada çay tepsisine konulan yüzükler için çeşit çeşit tepsi arar olduk...
bende yaparım! evet bende yaparım! becerikliyim öyle bakmayın elimden güzel iş çıkar :P Şaka bir yana eğer hem güzel olsun, hem bana özel olsun, icap ederse adım yada baş harfim olsun, hatta kimsede olmasın, değişik olsun ama elemeği olsun, yine de profesyonel olsun, alıcam ama bi günlük olmasın, kullanışlı olsun sonradan da kullanılsın derseniz benim tepsilerimi de düşünün derim...

Çünki gördüğünüz zemin kumaş ve elde boyama, aynı zamanda kumaş boyamada boyutlandırıldı yani 3boyutlu. Camlı tepsi olarak yapıldı ancak camın altından özellikle silikon yaptırıldığı için cay su şerbet işte ne dökerseniz altına geçme ihtimali yok ve emin olun resimde göründüğünden çok daha şık ve albenili bir görünüme sahip.. buyrun efendim resmimiz

5 Nisan 2014 Cumartesi

Nisan ve Yağmurları

Doğru söyleyin! Sizde nisan yağmurlarını dört gözle bekleyenlerdensiniz değil mi?
midyenin ağzına düşerse inci, yılanın ağzına düşerse zehir olurmuş nisan yağmuru... hatta pek çok derse şifaymış.. öyleki çocuğu olmayanlara bile devaymış...
Ama ne zaman?? rivayet üstüne rivayet var bu yağmur için, hep ilk yağan yağmur diye duyardık ya son öğrendiklerime göre nisanın 14ünden itibaren mayısın 14üne kadar yağan yağmurun adıymış nisan yağmuru...
Efendim, elimize temiz bir kap alıyoruz. Yüksekce bir yere koyuyoruz. Sonra yağmur suyunun o kaba dolmasını bekliyoruz. Aman dikkat edin çünki  kaba giren su daha önce bir yere değmemeliymiş.. yani çatıdan sızdı antenden damladı saçaktan aktı olmayacak. Direk koyduğumuz kabımıza dolacak. Bu sene nisanın 14ü geldiğinde bende bir kap koyacağım. İnşaallah üst komşular hiç bir şey düşürmezler kıymetli yağmur kabıma :/ Heveslendim efendim ne yapayım. Tamamı şifa olup senede bir kere gelen fırsat kaçar mı? geldiğinde değerlendirmek lazım. Yoksa tam bir sene daha beklemem gerekecek.. eee o zamana da kim öle kim kala...
Çok yaşlıvari mi oldu son cümle.. hayır hayır henüz o kadar yaşlı değilim.. yolu yarılamadım bile...
yazımın sonunda yine el emeğim bir havlu var efendim....
bu havluyu danteline uydurmak için sarıya boyadık. yani önce elime bir havlu danteli verdiler. Dediler ki dantelin rengine göre havlu bulamadık boyayıver.. bende boyadım... Desen aslında bir oda takımı modelindeydi.. kırptık kestik havluya yerleştirdik. renkleri dantelin baskın rengi sarıdan yola çıkıp yakıştırdık.. Ama öyle olduki uzaktan gören herkes nakış sandı yaptığım boyamayı.. Tabi koltuklarım kabardı :D bir işi iyi yapmayı çok seviyorum.. ama boyamada çok güzel oldu hani.. Siparişleri alayım hanımlar iyi boyarım...
Boyacı Geldi AaAaanım!!! :D :) Renkli haftasonları efendim...

dantelini tam çekmemişim şimdi farkediyorum mazur görün efendim.. Ürün sahibine ulaştığı için yeni resimde çekemiyorum maalesef :/

11 Mart 2014 Salı

Istanbul Istanbul

Ve bir gün İstanbul doğdu... Şehirlerin incisi oldu.. O gün bütün şehirler gıpta ila baktılar İstanbul'a. O gün bütün şehirler utandılar kendilerinden bu güzellik İstanbul'a verildi diye... İstanbul şehir oldu ve bütün insanlık ona hayran oldu.. Öyle ki harikaları inşa ettiler bu güzelliği bastırmak için ülke ülke... Bir damlası etmedi İstanbul boğazının... İnanılmaz eserler kız kulesi yanında basit kaldı, hiç bir seyir galata kulesinin tadını vermedi.. ezanlar İstanbul semalarında yankılandıkça büyülü bir esrar kapladı yerden göğe her yerini, dünya harikası sayılan hiçbir sur İstanbul surlarına benzemedi, hiç bir hisar ne Rumeli hisarının ne Anadolu hisarının yerini tutamadı..
İstanbul şehir oldu... ve bir gün o şehir Fatihini buldu... İstanbul o gün yeniden şehir oldu. O gün bir başka aydınlandı gökyüzü, ve bir başka açtı çiçekler... İstanbul şehir oldu ve binlerce şiire, resme, hayale, yaşama konu oldu. Sanki o olmasa şiir yazılamayacak gibi, resimler çizilemeyecek, bir daha hayal kurulamayacak gibi...
İstanbul şehir oldu.. bir kere yaşadın mı vazgeçilemeyen bir aşka döndü.. İstanbul hayat oldu.. İstanbul oldu...


ve İstanbul oda takımı oldu  ;)
 

Masa Örtüsü ve Gelincikler

Bazı kumaşlar kenarına ne piko ne de oya ne başka bir şey istemiyor.. Dokuması sebebi ile boya bitir teslim et tarzı oluyorlar. Hazırlaması kolay, duruşu şık ve kendisi kullanışlı oluyor.. Acıkcası bu tarz şeyleri seviyorum... Bir işi yapmaya başladıktan sonra bitmeyince çok sinir oluyorum.. Bütün sevincim iştahım kaçıyor.. Bazı çok renkli işler hariç tabi ki, çünkü renklendirdikçe o kadar güzelleşiyor ki, iş uzun bile sürse yeni renkleri eklemek içimi açıyor... Onun için yaptığım işten zevk almayı seviyorum.. Sevmediğim pek çok şeyi mecbur olmadığım müddetçe yapmıyorum.. Bence bu önemli bir şey... Herkes yaptığı işten zevk alsa dünya daha yaşanılır olmaz mı sizce de... Mesela, biz şimdi kardeşimle beraber bir diyetisyene gidiyoruz. Kardeşim daha önce başka bir diyetisyene daha gitmişti. İnternetten uzun araştırmalar sonucu bulmuştu ve açıkçası bize pek yakın olmayan bir diyetisyendi. Biz Güngörendeyiz diyetisyen için sırf 15 dakikalık muayene için Fatihe gidiyorduk.. Kardeşim çok memnun kalmadı. Çünkü kadın yaptığı işten hiç memnun görünmüyordu... O kadar soğuktu ki kaç ay devam etti ancak hiç bir sıcaklık göremedi.. maalesef... Şimdi beraber gittiğimiz bağcılarda bir diyetisyenimiz var ve inanılmaz geçiyor görüşmelerimiz... O kadar eğleniyoruz, bir araya gelince o kadar neşeli yarım saat geçiriyoruz ki, sanki 40 yıldır arkadaşmışız gibi görüşmelerimiz çok eğlenceli.. Üstelik mesleğiyle o kadar ilgili ki, aynı alan üzerine 3 üniversite okumuş sevimli candan bir hanımefendi...
Bence bir işi ne kadar iyi yaptığın önemli olduğu kadar o işi yaparken ne kadar eğlendiğin, işinden tat, zevk alıp almadığın önemli... Yoksa bir saniyem boş kalmadan boyama yapsam, bu işin duayeni olsam ortaya güzel işler çıkaramam..
Yemek yapmakta öyle değilmidir... deneyin! bu gün yemek yaparken tariflerinizden zevk alın, ortaya çıkan yemeğin kokusundan görünüşünden tadından mutlu olun.. Emin olun tadan herkes yemeğinizi çok daha lezzetli bulacak, ancak yemek yaparken siz mutsuz olursanız, moraliniz bozuk, keyfiniz kaçık, ya da telefonda mesela biriyle tartışırken yemek yapsanız, tadı kötü olmasa bile yerken bir gariplik olduğunu siz bile farkedersiniz... Her yaptığınız işe sevginizi katın efendim.. Resmimi ekleyerek yazımı sonlandırıyorum... Rengarenk günler dilerim...



 

10 Mart 2014 Pazartesi

3 Boyutlu Laleli Tepsi

Efendim... yağmurlu bir İstanbuldan tekrar merhabalar..
Her ne kadar, televizyonlar bangır bangır bu yaz kurak geçecek, eyvah susuz kalacaz, yağmur yok barajlar kurudu diye ortalığı velveleye verse de "peder ne der, kader ne der" hesabı, kader kısmet hesabını yaptı, bahar yağmurları bizi sırılsıklam etti...
İçinizde benim gibi dışarı çıkmak zorunda olupta bir türlü vasıta bulamamış olanlarınız varsa iliklerinize kadar hissetmişsinizdir yağmuru. Neyseki yağmur yağarken hava ılık oluyor.. Ilık dediysem yaz ılığı aramayınız, kar kadar soğuk değil demek istiyorum. Yoksa yüzüm, kıymetli burnum, incecik parmaklarım soğuktan kıpkırmızı oldular. Eve kendimi zor attım diyebilirim.
Yazımın sonunda hala yağmurdan şikâyetçi değilim efendim.. özellikle belirteyim dedim. sırılsıklam olsam bile yağmur berekettir, yağsın yağsın iyidir...

vee bu günkü resmimiz...
bu tepside önceki tepsi gibi gayet büyük ebatta yapılmıştı. ancak bunda kulandığımız swarowski taş miktarı diğerinden daha fazla, motifimiz baharın müjdecisi lale, renklerimiz mor ve pembe, gerçi çok lazım değil ama zeminde kullandığımız kumaş ödemiş ipeği...
her zamanki gibi; eğer sipariş vermek isterseniz bir mail bir mesaj bi whatsapp bi instachat kadar yakınım efendim... yağmurlarınız gökkuşakları ile son bulsun :)

3 Boyutlu Tepsi

Son zamanlarda sözlerde nişanlarda heryerlerde süslü püslü tepsiler pek kullanılır oldular..
Aslında kumaş boyama denince 3 boyut pek mümkün görünen bir şey değil gibi görünse de imkansız değil.. Biz camlı tepsi olarak yaptık bu çalışmayı ama gerek aynı model gerekse benzerleri avangarde salon takımı olarak da hazırlanabilir.. Kat kat çalışıldığı için biraz oyalayabilir ama sonucu çok güzel olduğu için seviyorum bu çalışmaları.. Ya ben boyamanın her türünü seviyorum galiba. birde bunu çalışırken swarowski taşlar kullandık ki onun kattığı hava elbette ki inanılmaz... Bu çalışmanın ölçüsü evet biraz büyük.. Hani okulda resim yaptığımız 35*50 resim kağıtları vardı onlar kadar. Üzerinde silikonlanmış cam olduğu için içerisine su yada benzeri bir sıvı girme ihtimali de yok... Hem özel günleriniz de hem de gündelik bile kullanabileceğiniz eve çok güzel ve çok süslü el yapımı bir tepsi :)
resimlere buyrunuz efendim...